Kademe sıdkin [46]
... Öncelik/önde bulunmak, fazilet ve yüksek mertebe. Eğer öncelik/öne geçme, neden "kadem" (ayak) diye isimlendirildi dersen; ilerleme ve öne geçme ayakla olduğu için, güzel çabalar ve öne geçme "kadem" diye isimlendirilmiştir, derim. Nitekim "nimet" de elle verildiği için "yed" (el) diye isimlendirilmiştir. Keza (nimet) "ba'/satılık nesne" diye de tesmiye edilmiş, çünkü sahibin sattığı şey, odur. Falanca hayırda kademdir/öndedir den(ir)di. Onun sıdk'a izafesi ise faziletin fazlalığına ve mezkur kişinin önde gelen büyüklerden olduğuna işarettir. Yüksek mertebe anlamında olduğu da söylenmiştir. [47] Mukatil, daha önce işledikleri amelleri, Rabb'lerinin katına hayır/sevap olarak geçmiştir ki o(nun karşılığı) cennettir, derken İbn-i Abbas ise o, Rabb'leri katında bir dost, refakatçi mesabesindedir ve o(nun karşılığı) cennettir, demiştir. Ebu Sa'id el-Hudri'den "o, Rabb'leri katında kendileri için doğru/yüce bir şefaatçi olan Muhammed (as)'in şefaatidir" diye rivayet edilmiştir. Hasan, o, Allah'ın cennetteki hoşnutluğudur, derken Kutebi, işledikleri salih amellerdir, demiştir. [48] Gizli - açık bütün iyi fiiller sıdk ile tabir edilir ve kendisiyle tavsif olunan bu fiil sıdk'a izafe edilir: "Mak’adi sıdkin[49], hademe sıdkin[50], müdhele sıdkin[51], mührece sıdkin[52], lisane sıdkin[53], Mübevvee sıdkin[54][55] (Kademe sıdkin): İşledikleri amele karşılık eksiksiz bir ödüldür. İhlasla yaptıkları ibadetlerden öne geçenleridir dendiği gibi kendilerine yazılı va'd sonucu bahşedilen mutlulukla öne geçenlerdir de denmiştir. [56] Amellerden öne geçenlerdir. "Sıdk", "hayr"dır. Buradaki tamlama övgü içindir. "Doğru/yüce adam" gibi iletileceğiniz yüce/yüksek makam. Ahirette onların/iyilerin diğerlerine tercih edilmesidir, vb. [57] Bu tabirin anlamıyla ilgili yorumlarda en çok üzerinde durulanlar a- fazilet, b- yüksek mertebe, c- cennet, d- salih amel, e- şefaatçi, f- mükafat vb. dir. Elimizdeki meallerin çoğunda bu ifade anlaşılabilir bir nitelikte tercüme edildiği için, bu özelliğe sahip olmadığını düşündüğümüz sadece bir mealdeki tercüme üzerinde duracağız. Bilmen: Bir kademe sıdk vardır .... Bilmen'in mealinin anlaşılmasındaki zorluk hem seçtiği kelimelerde hem de bu kelimelerin sıralanışındadır. Seçtiği kelimelerin -yaşadığı dönemde de- daha iyi alternatifleri olduğunu düşündüğümüzde sanırız bu itirazımız daha iyi bir yer tutacaktır. Kelimelerin sıralanışında ise anlamı değiştirebilecek oranda bir hata söz konusudur. Çünkü "bir kademe sıdk" ile "Sıdk kademesi" aynı şeyi ifade etmiyor. Metni Türkçeleştirecek olursak şöyle bir durumla karşılaşacağız: "Bir derece doğruluk" ve "doğruluk derecesi". Birinci tercümenin yani Bilmen'in yaptığı tercümenin kasdedilen anlamı karşılamadığı bellidir. Çünkü onun tercümesi, doğruluk derecesinin/mertebesinin sınırsız ifade boyutlarını karşılamayan bilakis sınırlandıran/daraltan bir tercümedir. Bizce "kademe sıdkin" tabirinin en anlaşılabilir tercümeleri aşağıdaki şekillerdedir: - Yüksek mertebe/makam - Eksiksiz bir mükafat Örnek: İnsanlar arasında bir adama: İnsanları Allah'ın azabı ile korkut ve iman edenleri de Rabbleri katında yüksek bir mertebe/eksiksiz bir mükafat ile müjdele diye vahyetmemiz .[58]
16.02.2009 tarihinden beri 5775 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:57